Bakan Kacır Türkiye’nin uzaydaki hedeflerini CNN Türk’te tek tek açıkladı

Bakan Kacır’ın açıklamalarından satır başları şöyle; Alper Gezeravcı şu anda dönüşü yüzde yüz kesin değil. Hedeflenen tarih şubat ayının 3’ü. Sıklıkla temas halindeyiz. Kendisinin bağlantı imkanı var. İnternet imkanı var Alper Gezeravcı’nın, internet üzerinden bağlantı sağlanabiliyor. Bir kez beni kendisi telefonla aradı. Milletimizin takibinden çok mutlu olduğunu ifade etti. Bu işin en büyük payı sayın Cumhurbaşkanımızda. Bizzat kendisi 9 Şubat 2021 yılında uzay programını ilan etti.

Sayın Cumhurbaşkanımız 2018 yılının sonunda Türkiye Uzay Ajansı’nı kurdu. Türkiye Uzay Ajansı’nın ana misyonu Türkiye’yi uzay alanında kritik hedeflere yönelik projeler gerçekleştirmek. Uzay çalışmalarını 3 büyük eksende değerlendirmek mümkün. Bilimsel, ekonomil ve stratejik yönü var. Türk vatandaşının uzaya gitmesi bilim misyonu. 10 yıl sonra aslında Türkiye hem bölgesinde hem de küresel düzeyde uzay ekosisteminin önemli oyuncularından biri olacak.

Astronotların muhafaza edilmesi için geliştirilen hafızalı süngerler bugün artık yeryüzünde çok alanda kullanılıyor. Pek çok inovatif ürün uzay çalışmalarından doğmuş. Önemli alanı uydu çalışmaları. Hem haberleşme uyduları hem konumlama ve zamanlama sağlayan uydular. Bütün bunlar yeryüzündeki pek çok işin teknolojik altyapısını oluşturdu.

Ben bizzat Türkiye’nin ilk astronutun uzaya gitmesiyle birlikte Türkiye’de herkesin bu konu üzerinde konuşuyor olmasından büyük memnuniyet duyuyorum. Nihayetinde evet biz bu çalışmaları yürütüyoruz ama biz bütün rekabetin neresindeyiz? İnsanlık tarihini son 50 yıl 100 yıl diye okumaya çalışırsak bazı alanlarda aradaki mesafenin açık olduğunu ifade edebiliriz. Ama insanlık tarihinin binlerce yıllık tarih olarak değerlendirecek olursak son 50 yılda olan bitenin pek ala önümüzdeki 50 yılda farklı istikamette seyredeceğinin farkına varırız. Bizler bilimi ve teknolojinin tüm alanlarında olduğu gibi fırsat pencerelerine odaklanırsak elbette rekabet şansımız olur. 

SEFERBERLİK İLAN ETMİŞ DURUMDAYIZ

Biz havacılıkta iddialı bir ülke değildik. Ama nihayetinde işte 2000’li yıllara geldiğimizde İHA’ya yöneliyor olmamız bizi bu alanda dünyanın önüne geçirdi. Bu görev özelinde konuşacak olursak niçin bir Türk uluslararası uzay istasyonuna gitti. Bu sorunun cevabına bakacak olursak en önemli kazanım toplumsal kazanımdır. Bugüne dek 44 ülke vatandaşını uzaya göndermiş. Şimdi bir Türk vatandaşının da bu bilimsel yolculuğa dahil olması bilimsel deneyleri gerçekleştirecek olması bir özgüven kaynağıdır. Biz her bir bilim insanın çalışmalarını Türkiye’de sürdürebilmesi için seferberlik ilan etmiş durumdayız. Bütün bu çalışmalar devamı gelecek çalışmalar.

ADIM ADIM TECRÜBE GELİŞTİRDİK

Bizim astronumuz başka bir ülkenin firması tarafından geliştirilmiş roketle bu yolculuğu gerçekleştirmiş oldu. Bu yolculuğu turistik yolculuk haline getirmez. Bu bir bilimsel süreç. Elbette bizim gönlümüz her teknoloji sisteminin yerli ve milli olmasından yanadır. Hedefimiz, uzaya bağımsız erişim ve uzay limanı kurma projesidir. Rekabetçi bir teknolojiyle mümkün olabilmeli. Bizim öncelikli hedefimiz uzaya uydu sistemleri götürebilecek roket sistemleri geliştirmek. Orada bir fırsat doğacağını değerlendiriyoruz. Elbette ülkemizin her alanda iddia sahibi olmasını arzu etmeliyiz. Türkiye’nin kazanımlarını gözardı etmemeliyiz. Uzay istasyonuna gelelim. Yapılmış 3. uzay istasyonu. Bu 15 ülkenin ortaklığında kurulmuş bir istasyon. Uluslararası uzay istasyonunda nihayetinde ömrü var. Bunu tek başına yapan ülke var Çin. Çin’in istasyonunda 3 astronot var. Biz burada uluslararası iş birliğinden yanayız. Biz bu konularda gerçekten iddia ve yetkinlik sahibiyiz. Son 21 yılda adım adım tecrübe geliştirdik. 21 yıl önce görüntüleme uydularını yerli olarak üretmeye başladı. Geçtiğimiz yıl nisan ayında İMECE’yi Türkiye kendi imkanlarıyla üretti ve uzaya gönderdi.

SÜREÇ NASIL İŞLEDİ?

55 milyon dolar gibi bir rakam kamuoyunda konuşuluyor. Biz bunu bilimsel misyon olarak tanımladık. 13 farklı bilimsel deneyin gerçekleşmesini arzu ettik. Burada farklı bilimsel çalışmaların yapılmasını mümkün kılan altyapılar var. 2022 yılının mayıs ayında biz tüm vatandaşlarımıza bir çağrı yaptık. Türkiye bir vatandaşını uzaya gönderecek. Arzu ederlerse başvuru yapılabilirler dedik. 30 binden fazla vatandaşımız başvuruya dahil oldu. Uzun süren seçmelerin sonunda astronotlar seçildi. Hemen bunun peşinden biz bilimsel proje teklif çağrısına çıktık. Türkiye’nin üniversitelerine mektuplar gönderdik, duyurular yaptık.

BİLİMSEL KAPASİTE 5 KATINA ÇIKTI

Türkiye, bilimsel yayın kapasitesini 20 yılda 5 misline çıkarmış ülke. Biz 255 milyar dolardan fazla ihracat yapan ülkeyiz. Konuşulan rakamlardan daha aşağı bir rakam. 1.1 milyar liralık bir yatırım projesi olarak bu gerçekleştirildi. Türkiye yüksek teknoloji geliştirebilen bir ülke. Bilimsel çalışmalara ayırdığımız kaynağı asla israf olarak görmeyelim. Türkiye’de yeni bir sanayi alanı kurulmasını beraberinde getirecek. Bu programa ayırdığımız kaynağı eleştiri konusu yapanlar ertesi gün de neden uzay ajansına yeteri kadar bütçe ayırmadınız diye soruyorlar.  Bizim uydu geliştirme kabiliyetimiz var. Biz savunma sanayi de neyi gördük kritik teknolojileri bize vermediklerini gördük. Yapacağımız en doğru iş bilime ve yüksek teknolojiye daha fazla yatırım yapmak. Uydu sistemini savunma sanayi açısından geliştirmemiz stratejik. Bizim SİHA’larımız var 30’dan fazla ülkeye ihraç yapıyoruz. Bütün bu savunma sanayi sistemleri uzay sistemleriyle desteklenerek çalışıyor sahada. 

FIRLATMA GÜNÜ NELER YAŞANDI?

Bir gün önce fırlatmanın olmasını bekliyorduk. Tam fırlatmaya 7 saat kala fırlatmanın ertelendiği haberini aldık. Meteorolojik gerekçe açıklaması yapılmadı. Kamuoyuna yansıyan şekliyle de teknik kontrollerin tamamlanmasının sonraki 24 saatte planlandığı ifade edildi. Yarını bırak önümüzdeki günler boyunca tamamlanmayabilir. Teknik sorunlar başka kazaya sebebiyet verir mi diye pek çok olasılık yer etmeye başladı. Çok stresli bekleyiş başladı. Böyle bir misyonu ülkenize duyurmak zorundasınız. Oradan bulunduğumuz noktadan fırlatmayı izledik. 70 metre boyunca 550 tonluk roketin yerden yükselişini ve uzunca bir zaman 2 dakika boyunca yükselmesi ve nihayetinde bizce kritik anın aşılması rahatlama duygusu oluşturdu. En genç milletvekilimizi davet etmiştik. Olayı çektikten sonra benim o tepkimi de çekmiş. Eleştirenler de olmuş. Teknoloji bakanı neden böyle tepki verdi diyenler olmuş. Biz de etten kemikten insanlarız, bu duyguyu yaşamaya hakkımız var. Alper bey hepimizden sakin. Biliyorsunuz jet pilotu. O mesleğin de getirdiği sukünet ve özgüven hali var.

TÜM BİLİMSEL ÇALIŞMALAR ÖZGÜN ÇALIŞMALAR

Bazı astronotların uzay istasyonlarında boylarının bir miktar uzadığı söylenir. İnsan üzerinde ciddi değişiklikler oluşturuyor yerçekimsizlik hali. 13 bilimsel deneyin bir kısmı da insan üzerindeki etkileri tespit etmeye yönelik. Bizim bilim insanlarımızın yürüttüğü araştırmalar bağışıklık hücreleri seviyesinde. Sadece insanda değil bitkilerde, diğer metaryellerde. Düzenli olarak kan alınıyor Alper Gezeravcı’dan. Genetik sonuçlar doğması da öngörülüyor. Tüm bilimsel çalışmalar özgün çalışmalar. Buradan tabii birtakım fikri mülkiyetler oluşabilir ya da siz oradan patent ortaya çıkarabilirsiniz.

GÖRÜŞMEDEKİ SÜRPRİZİ ANLATTI

Ben bir detay vereyim sayın Cumhurbaşkanımızla yaptığı görüşme. Alper Gezeravcı elbette çok planlı bu anı planlamış. Bu görüşmeleri yapacağı modüller önceden belirlenmiş modüller. Görüşmenin sonunda böyle bir sürpriz yapmak istemiş. Bu modülü bulmuş. Kapak depolama alanına açılıyormuş. Yetkililer yayın için başka modülün ayırt edildiğini söylemiş. Yayını buradan yapacağım demiş. Israr etmiş ve ikna etmiş yetkilileri. Kanatsız uçma deneyini herkese göstermiş oldu. Sürprizdi çünkü bu.

NASA’da uzun yıllar çalışan bilim insanı Türkiye’ye döndü. Yarın Bakanlıkta ağırlayacağım kendisini. Umut bey ile bir süredir temas halindeyiz kendisiyle. O güzel bir şey söyledi. Dedi ki biz yıllarca uzay misyonlarında animasyonlarla fotoşopla bayrağımızı eklerdik. Şimdi artık al yıldızlı bayrağımız uzayda. Bu milletin ortak gururu.

Bir astronotumuz daha var. O da Alper Gezeravcı ile tüm eğitimlerini tamamladı. Türkiye’nin iki astronotu var. Tuva Cihangir Atasever de daha kısa süreli bir görev gerçekleştirecek. 7 farklı deney gerçekleştirecek. Türkiye’nin ikinci astronutu olacak.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir