Erzincan İliç’te bulunan Anagold Madencilik Şirketi’ne ait Çöpler altın madeninde 13 şubat günü siyanürlü toprağın kayması sonucu 9 işçi göçük altında kaldı.
Göçük altında kalan işçilere yönelik arama-kurtarma çalışmaları sürerken Adalet Bakanı Yılmaz Tunç konuyla ilgili 4 savcının görevlendirildiğini açıkladı. Yaşanan felaketle ilgili olarak şimdiye dek 7 kişi gözaltına alındı.
Binali Yıldırım’ın ‘Anagold’ savunması gündemde: Altın madenini protesto edenleri suçlamıştı!
Mühendis temel ihtiyacını karşılayamıyor
ŞİRKET 2022’DE 16 MİLYON LİRA CEZA ALMIŞTI!
Aynı madende 2022 yılında yaşanan siyanür borusunun patlamasına ilişkin olayı anımsatan Avukat İsmail Hakkı Atal, “80 kilo siyanür toprağa karıştı. Şirket 8 kilo karıştığını iddia etmişti. Sonra yapılan incelemelerde 210 metreküp solüsyon içerisinde 80 kilogram siyanürün ekosisteme ve Fırat Nehri’ne karıştığı ortaya çıktı. Siyasi iktidarın koruması altında olan bu maden şirketi 3 ay göstermelik kapatıldı. Bu şirket için çerez parası diyebileceğimiz 16 milyon liralık bir ceza kesildi. Madenin 300 metre üzerinde ailesi yaşayan müvekkilim Sedat Cezayirli bunu ortaya çıkarmıştı. Dün bölgeye girmek istediği için gözaltına alındı” dedi.
“MURAT KURUM BAŞ SORUMLULARDANDIR”
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı ve AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum’un maden faciasındaki baş sorumlulardan olduğunu öne süren Atal, “Maden şirketi neredeyse bütün İliç’i Erzincan’ın her tarafını satın almış durumda. Yani etki etmediği nüfuz etmediği bir yer yok. Erzincan Barosu başkanı bize randevu verdi, kapıyı kitletti gelmedi. Devam eden davalar var. Kapasite arttırımı, ÇED raporunun iptal edilmesi gibi. Kapasite arttırımının altında da Murat Kurum’un imzası var. Murat Kurum yalan söylüyor. 134 kere kontrol etmişler. Muhtemelen gidip kapıda tutanağı tutup geldiler. Minareyi çalan kılıfına uydursun diye” ifadelerini kullandı.
“RADYOAKTİF PATLAMADAN FARKI YOK”
Siyanürle altın arama faaliyetleri yürüten tüm madenlerin kapatılması ve maden işletmeciliğinin kamulaştırılması yönünde çağrıda bulunan Atal, “Bu yaşanan olası facianın sadece avansıdır. Çöken toprak yığını değil pasa yığını. İçinde siyanür, sülfirik asit, çeşitli ağır metaller bulunduran hiçbir şekilde temas edilmemesi gereken bir nevi zehirli madde. Yani radyoaktif patlamadan bir farkı yok aslında. 23 kat izin verilen bu pasa yığınında 32 kata kadar çıkmışlar ve yığın çökmüş” diye konuştu.
“FAHRETTİN KOCA KANSER İSTATİSTİKLERİNİ SAKLIYOR”
Atal, “Bu altından kazanılan para aynı zamanda yerli ve milli iktidarın göstermelik karşı çıktığı İsrail’in Filistin’de öldürdüğü bebeklere kurşun olarak gidiyor” dedi ve şöyle devam etti:
“Şirket 300 dolara mal ettiği altını kaçırdıktan sonra Türkiye’nin halk sağlığını çökertiyor. AKP iktidarı dönemindeki Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün resmi kanser istatistikleri var. 2002 ile 2016 arasında 14 yılda AKP erkeklerde kanser vakaları 12 kat, kadınlarda 7.8 kat artmış durumda ve AKP’li Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 2016’dan bu yana da resmi kanser istatistiklerini saklıyor. Çünkü bu İngilizler, Amerikalılar, Kanadalılar yüzünden Türk halkı kaç kat fazla kanser oldu ortaya çıksın istemiyorlar.”
“MURAT KURUM VE BİNALİ YILDIRIM YARGILANMALI”
Yaşanan felaketin sorumlularını işçiler arasında aramanın yanlış olduğunu ifade eden Atal, üst düzeyde bulunan isimlerin yargılanması gerektiğini söyledi.
Murat Kurum ile Binali Yıldırım’ı “asıl sorumlular” olarak işaret eden Atal şunları söyledi:
“Murat Kurum, Binali Yıldırım ve %20 hissedar olan Lidya Madencilik’in sahipleri Çalık grubu Ahmet Çalık asıl sorumlulardır. Yine garibanları tutukluyorlar. Bu insanlar ülkenin ekonomisi, sanayisi, tarımı çökertildiği için madencilik yapmak zorunda kalan emekçiler, başka bir geçim kaynakları yok. Kamuoyunu rahatlatmak için sorumlular sundular.
Aşağıda üç beş tane gariban emekçiyi al, asıl yukarıda Amerikalılarla, Kanadalılarla birlikte at koşturan, aynı masaya oturan sorumluların ismini geçirme.
Binali Yıldırım, 22 haziranda siyanür borusu patlamadan 3 ay önce geldi, Erzincan’da İliç’te maden güzellemesi yaptı. Bizi kara propaganda yapan kötü niyetli kişiler olarak ilan etti.”