Haaretz gazetesinin haberine göre, kamu hastanelerinde çalışan onlarca psikiyatrist, yakın zamanda İsrail’den ayrılarak İngiltere’ye göç etti.
Ruh sağlığı sisteminin gerçek bir problemle karşı karşıya kaldığı İsrail’de psikiyatristlerin göç dalgası, ülkede ruh sağlığı desteğine yönelik talebin arttığı bir dönemde geldi.
Psikiyatristlerin göç planları, Gazze’ye saldırıların başlamasından önce, hükümetin yürürlüğe koymak istediği, muhalefetin “darbe” olarak nitelediği tartışmalı yargı reformuna karşı başladı.
İsmini açıklamak istemeyen ve İsrail’den ayrılan doktorlardan biriyle konuşan kıdemli bir yönetici psikiyatrist, “İngiltere’de daha fazla para kazanmaları şart değil ve önemli ölçüde fazla para da kazanamayacaklar. Ancak onların gitmelerine ağır iş yükünün tetiklediği hayal kırıklığı, mevcut durumun iyiye gitmeyeceği ve iş yükünün daha da artacağı duygusu neden oluyor.” dedi.
Yönetici, İngiltere’deki ruh sağlığı sisteminin daha düzenli, iş yükünün ve çalışma saatlerinin daha az olduğunu söyledi.
Mevcut göç dalgasından önce de ciddi bir psikiyatrist eksikliği yaşayan İsrail’de bu durum daha da kötüleşti.
İsrail Sağlık Bakanlığının geçen yıl yayınladığı tıbbi işgücü raporuna göre, İsrail’de kişi başına düşen psikiyatrist sayısı son 10 yılda yüzde 19 azalma gösterdi.
Resmi veriler, İsrail’de kamuda her 11 bin 705 kişiye bir psikiyatristin düştüğüne işaret ediyor.
Ruh Sağlığı Merkezleri Yöneticileri Forumu Başkanı Dr. Shmuel Hirschman, sistemde 400 psikiyatrist açığının bulunduğunu ve mevcut çalışanların emeklilik yaşına yaklaştığı veya bu yaşı aştığı için bu sayının 5 yılda iki katına çıkabileceğini söyledi.
Ruh Sağlığı Merkezleri Yöneticileri Forumu, Kamu Denetçisi Matanyahu Engelman’a geçen hafta “ruh sağlığı sisteminin içinde olduğu zor durumdan dolayı çaresizlik içinde seslendiği” bir mektup gönderdi.
Mektupta, Gazze’ye işaret edilerek, “7 Ekim olayları, İsrail’de, eğitimli bir uzman tarafından tedavi görmesi gereken yaklaşık 300 bin psikiyatri hastasının daha varlığına neden oldu.” ifadesi kullanıldı.
Ruh sağlığı hizmetlerine talebin artış gösterdiği belirtilen mektupta, “Gazze Şeridi’nde savaşanların kaçının savaş sonrası travma yaşayacağı henüz bilinmiyor. Yüksek düzeyde zihinsel sağlık sorunlarına, intiharlara ve insanlık dışı koşullarda acil hastaneye yatışlara tanık oluyoruz.” ifadelerine yer verildi.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail’e 7 Ekim’de kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim’deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 172’si karadan işgal sürecinde olmak üzere 506 askerinin öldürüldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım’da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan “insani arada” 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 319 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim’den bu yana sınırda devam eden çatışmalarda 28 Lübnanlı sivil, 138 Hizbullah mensubu ile 5 İsrailli sivil ve 9 İsrail askeri öldü.